Tenha Yüreğim
Güneşin göbeğinde
Dans eder sebep
Anlamı kaldı mı bilmem
Yoksulun, yoksunun ve yokuşun
Veba gibi ölümün suskunluğu,
İnme iner yüzüme
Masum bir çocuk tebessümüne düşkün
Boynunu büken ellerden öpüyor yüreğim
Acıktım anne, ağladım
Bir meme ver yoksul göğsünden bu densize
Gelinlerin duvakları yaş
Zindanların duvarları aşk
Omuzlarda yağmurlar ateş, ela yarım
Mosmor bir güldür gece...
Habibe Ağaçdelen
Yalnızlık…
Kemansız bir telin ucuna sarılmışım yalnızlıktan.
Kavrulmuşum hezeyanların kovan ısırığı dilinde
Kimsesiz bir aşüftenin ıslak koyakları olmuş
Ayarsız annenin yavrusuz ellerinden su içmişim
Cana hasret kalmışım yüreğimin soylu ilinde
Asi kanın dibine sermişim taçsız kelebekleri
Kendini bilmez yalvaç papatyanın yaprağında
Baka kalmışım denizi öpen güneşin ardından
Ve her bahar dağlamışım
Yaşanmamış koklanmamış
Yarım kalmış günleri ben
Hırsla-yağmur döverken ıssız camı
Kulağımda çocuk ağlaması
Acı… Yarılmışım orta yerimden
Habibe Ağaçdelen