|
|
 |
=> Daha kayıt olmadın mı?
FORUM - Dost Kalemlerden
... (Ziyaretçi)
| |
İstanbul ve Gülten
bir günlüğüne diyorum
bir günlüğüne boşaltın istanbul'u
el ele sokak sokak sarmaş dolaş gülten'le
sevdamız ancak böyle sığar bu kente
İhsan Topçu
| | | | ... (Ziyaretçi)
| | NEFESİNDE SOLUKLANMAK
.................. bir büyütsen düşlerimi
.................. kır çiçekleri ile süslerim
.................. dört mevsimi...
Sevdalı rüzgarlar esiyor ha bire
Sallanıyor tutunduğum yaprak dalı
Saçların, gözlerin okyanuslar kadar dalgalı
Yüzdürmeye çalışıyorum ceviz kabuğundan yaptığım salı.
Ellerin ekmek sıcaklığında, gözlerin yıldız yıldız
Ya patladı, ya patlayacak içindeki sevgi tomurcuğu,
Hadi bir nefes al, nefesinde soluklanmalıyım ben...
Osman Yavuz İNAL | | | | ... (Ziyaretçi)
| |
Pusuda
Kırık aynaların camları batıyor yüreğime
Bıraktığın ağır zamanların hasretinde
Kara gecelerin kahbe gülüşüsün sen
...Dağlardan çığırtkan sesleri geliyor
Belliki pusuda gene kanlı bi oyun
Kanlı bi hesaplaşma var yarınlara
Baykuşlar baş olmuş kuzular ayak
Çıkılmaz bi gecenin içinde zaman
Bi ayandon bi hesaplaşma var
Zincirler tek tek kırılıyor artık
Kurtlar pusuda.....
sema korcan
| | | | ... (Ziyaretçi)
| | Ateş Gülleri
yıllar
zamanın suç ortağı
umutlar
kesik kol gibi sarkar hayat ağacından
kurur ışığa akan ırmaklar
uçsuz bucaksız acılar sınar sabrı
neden
merhaba ile veda arasına sıkışır aşklar!
içli bir söylenceye takılır
hatalar ve günahlar
bir adım ötesi karanlık
bir adım ötesi uçurumdur
acının kol gezdiği diyarda
sağanaklar başlar...
akşam usulca süzülür ıssız yanına
en sadık dostun yalnızlığınla
düşersin ıslak kelimeler ardına
yarama sabır bağışla!diye yalvarırsın
umarsızdır uğuldayan kasaba
boşluğunda çırpınır kuşlar...
son sözünü sararken gözyaşına
çığlığına melekler koşar
söyle şimdi derviş baba
neden şiir mezarlığında ateş gülleri açar!
Aslı Aydın | | | | ... (Ziyaretçi)
| | Liya
/Yaralı bir çığlıkla düşüyorum
Yaralı solunla geldiğin günden beri
Liya, sana göğsümde leke getirdim
Kov beni içeri/
Yalnızlık döl veriyor avuçlarımda
Ve Liya üşümekten bahsediyor
Büyük büyük adamların
Büyük büyük üşümesinden
Ben, ben küçük kadın
Konuşsam, bir şeyler kırılacak sanıyor
Konuşsam dağılacağız cam gibi
Sustuğumuzda neler yanmıyor ki Liya
Yönünü kaybeden kedi oluyor gözlerin
Ellerin senden ırıyor, gözlerin vahşi
Yaralı hayvanlar gibisin şimdi
Korkuyor musun Liya?
Sana sarılmak için her defasında
Aşk yetişiyor imdada.
Sığındığın yatakların sürgünüsün
Daha ne kadar kandıracaksın kendini
Daha ne kadar kör bakacaksın aynaya
Bahar diyordun, “ihlamurlar çiçek açtığında”
Bu kaçıncı bahar Liya
/Yetimliğine meme veren anneler mi vurulur önce
Ben senin kadının olamadım
Sevmenin kahpesi türediğinden beri
Hükmü kalmadı Leylaların/
Birkaç anahtar,
Bir tutam saç mı şimdi elinde kalan
Hangi sokak lambası anlayabilir
Hangi kaldırım vurmaz ki alnına
Hangi tezgahtan gülümser yüzün Liya
Korkak bir adımsın kendi külünden kaçan
Her köşe başında kendine sinen bir yara
Her kuyuda Yusuf’un gömleği
Her şiirde benim gözlerim Liya
SON ARYA FİLİZ KILINÇ.
|
Cevapla:
Bütün konular: 84 Bütün postalar: 341 Bütün kullanıcılar: 13 Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse  |
|
 |
|
|
|
|
|
"İnsanların gözlerinde kendime duyduğum sevgiyi, hayata duyduğum güveni okuyabiliyorum."
"İçimdeki çocuk hala gülümsüyor..."
"İçimdeki ışık şimdi ve burada, bedenimde, zihnimde ve ilişkilerimde mucizeler yaratıyor." |
|
|
 |
|
|
|
|